İlk çığlığım dokununca yüreğine
Sönmeyecek sandığım ışığın vurmuştu
Körpecik gözlerime
Uçsuz bucaksız çöllerde suya kanmaktı sevgin
Küçücük adımlarımı az mı bekledi yürüyüşün
Çıplak ayaklarımız okşardı nisan yağmurlarını
Ufuklar ötesini getirirdi bana
Güven veren sözlerin
Masal dağının doruğunda
Dokunup hercai düşlerimize
Yıldız toplardık avuçlarımıza
Tutunup bilge kartalın kanat çırpışlarına
Büyülü bulutu olurduk gökyüzünün
Sığınıp doğanın hoşgörüsüne
Dünyayı resmederdik tuvalimize
Öyle ki
Mutluluğun adıydı gül kokulun olmak
Saçlarında yakalamak meltemi
Sesinde dinginliği solumak
Şimdi başka yüzlerde gördüğüm çizgi
Dokunabildiğim her bir gülen ifade
Bil ki
Arayışımdır seni
Oysa senli günlerime asılı kalmış
İçten gülücüklerim
Öğrendim ki sonunda
Kimseler benzemezmiş sana
Gidişinle soldu “hiç batmayacak” dediğin
Güneşim
Nasıl düşünürüm sensizliği
Seninle yaşamakken dileğim
Gonca yanaklın özleminle eskitiyor zamanı
Gül kokulun yorgun
Karanlığıma yağlı kara çalıyor senli hatıralar
Müşfik omuzun ağrılı başımdan çok uzaklarda
Tutunup hayatın eğreti kıyısına
Sensizken savaşamam
Sen olmadan yaşarken
Bir yanım eksik babam…
Oya Karaege