22 Ağustos 2014 Cuma

ŞEMS-İ TEBRİZİ



* Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür?Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

* Hakiki dost Allah gibi mahrem olmalıdır. Dostun çirkinliklerine, hoşa gitmeyen hallerine tahammül etmeli, hatasından incinmemelidir. Dosttan yüz çevirmemelidir, dosta itiraz etmemelidir. Nitekim rahmeti bol olan Allah kullarının ayıplarından,


*Her şey insanoğluna feda iken insanoğlu ise kendine cefa olmuştur.


*İnsanlar maşuk aramıyor, bencil duygularına köle arıyor. Köle buluyor ama aşkı bulamıyor.


*Dostluk gül olmaktır yaprağı ile de dikeni ile de.

*Aşık odur ki, Allah'tan aldığı aşk emanetini Allah'a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk'a kurbandır.

*Ey aşk! Sen öyle bir kişisin ki, dünya tokları, senin vuslatının açlarıdır.

*Allah bir insanı senin elinle ayağa kaldıracaksa, sen nasıl elini uzatmazsın? Allah seni insanlara sevdirmek istiyor, Allah senin dağılmış parçalarını topluyor. Aşka nankörlük etme!

*Sen nasıl bir pınarsın Mevlana'm, içtikçe daha çok susadığım.

*Kıyamet günü, bedenim, bedenim diyeceksin. Hz Muhammed, ümmetim, ümmetim diyecek. Cennet, hissem,hissem diyecek. Cehennem, payım, payım diyecek. Rabbu'l-İzzet, kulum, kulum diyecek.

*Şeytanda insandaki özelliklerin birisi hariç hepsi vardır. Şeytanda eksik olan tek nimet aşk. Şeytanın insanı çekememesi aşksızlığındandır.

*Her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.

*"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

*Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.

*Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme. Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; Sevgi yürekli olana yakışır.

*Kalp mi insana sev diyen yoksa yalnızlık mı körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

*Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca.

*Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden de...

*Eğer Allah seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok.

*Eğer susarsan konuşman daha aydınlık olur. Çünkü sükutta hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.

*Ey Celaleddin talipsen yüreğime, yalnızlığını adayacaksın bana.

*Alimken arif oldun peki aşık olmaya namzet misin?

*Gel bakalım ateşle nasıl oynanır göstereyim. Gör bakalım ateş mi seni yakar, sen mi ateşi?

*Her yolun bir adabı vardır. Allahı sevmenin de bir adabı vardır. Derviş sadece gönlü geniş ve ruhu gezgin bir sufi demek değildir ki.

*Sende o var bu var, falan dedi var, falan anlattı var, peki sende senden ne var Mevlana?

*Allah senin kapından aşk sarayına bir insan alacaksa, o insana sen nasıl ben seni sevmiyorum dersin?

*Bu nicelik ve nitelik dünyasının ucunda Dertli sesiyle konuşan bir adam durmakta! Gözü kartallarınkinden bile daha keskin Yüzü şahididir gönül ateşinin İç ateşinin yakıcılığı artıyor her zaman Arzuyla dolu bir ruhtan, yanan bir avuç topraktı

*Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.

*Aşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar? Cevaplamış Şems: Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiçkimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin.

*İlmi olmayan bir beden suyu olmayan bir şehre benzer.

*Kadın; bilmeyene "nefs", bilene "nefes"tir.


1 yorum: